Monday, December 20, 2010

The Phantom of the Opera

Andrew Lloyd Webber'ın ölümsüz eserini (evet, kanald'ye gönderme was here) bilmeyen yoktur, gerek filmiyle, gerek kitabıyla, gerek şarkılarıyla, gerekse sadece ismiyle. Sevgili okulum sağolsun Broadway müzikalina gittim ben de. Eheh evet, beleşe. :P Yaklaşık 1 ay önce falan tenisten bir arkadaş, derse gelince 1 saat önce Student Service'in 50 tane Wicked bileti dağıttığını, kendisinin de iyi bir yerden bilet kaptığı için ne kadar sevindirik olduğunu anlatmıştı da kahrolmuştum. Zira Wicked şuraya geldiğimden beri en çok gitmek istediğim müzikallerden biriydi. Idina Menzel'i görüp, Defying Gravity ve Dancing Through Life'ı da canlı dinlemek cabası. Ben de bir daha dağıtılırsa derhal bana haber versin diye telefonumu falan verdim. O da sağolsun verdi.  Üstelik the Phantom of the Opera'ya. Çünkü bir sürü müzikal var Broadway'de, hani hangisi olsa mutlu olurdum ama, kesin dandik bişey çıkar şansıma diyordum. Ama Phantom of the Opera'ya hep bayılmışımdır; lisedeyken şarkısını az dinlememiştim. Neyse, 3-4 saat öncesinden sıraya girerek en önden ikinci sırada bilet kaptım (az önce kontrol ettim, benim gittiğim gün ve saatte, o koltuk 161 dolar imiş. okuluma sevgiler ve saygılar). 


Gittim, dehşete düştüm, geldim. Bu kadar iyi olmasını beklemiyordum. Belki oturduğum yerin sahneye bu kadar yakın olması da bu kadar etkilemiş olabilir, bilemiyorum, ama tüylerim diken diken izledim tamamını. Broadway boşuna Broadway değil gerçekten. İnanılmaz iyi bir prodüksiyon, inanılmaz güzel bir dekor, inanılmaz şarkılar... Ama özellikle dekor ya. 3D film izlemiş gibiyim, nasıl güzel yapmışlar. Bir sahnede (hatta 'the Phantom of the Opera' performansında) Phantom ve Christine nehirde kayıkla ilerliyorlar ve öyle yapmışlar ki gerçekten baktım su mu var diye, o derece inandırıcıydı. Sonra mezarlık sahnesinde gece gökyüzü efekti vermişler, sanki sahnenin arkasını açıp gerçekten yıldızları gösteriyorlar gibiydi. Ve dev avizenin tavandan seyircilerin üzerineden sahneye doğru meşhur düşme sahnesi vardı ki tam tepeme düştüğünden yüreğim ağzıma geldi resmen. Yanımdakilerden çığlık atanlar oldu hatta. 

Her neyse, konusunu falan anlatmayacağım, söyleyecek başka bir şeyim de kalmadı. Ben lisede Nightwish'den çok dinlerdim şarkısını, hatta ilk öyle keşfetmiştim sanırım, ama Sarah Brightman ve Antonio Banderas'ın versiyonu inanılmaz. Onu koyuyorum derhal.

 

6 comments:

Çavlan said...

o nasıl bir okul yarabbim! hayatında hiç müzikale gitmemiş ama phantom of the opera'nın şarkısını aynı şekilde lisede nightwish'ten defalarca dinlemiş biri olarak, ben de istiyorum. (hem okulu hem broadway'i sanırım)

Persephone said...

Ben de şoklara girdim zaten, ikinci dönem öğrenci servisi daha çok takip edilecek :)

selen said...

broadway'de bi heves izledigim ilk muzikaldi. vurulmustum ben de! en arkada oturmus birisi olarak iddia ediyorum oturdugun section fark etmiyor. sonrasinda kusana kadar the music of the night'i dinlemistim. gerard butler versiyonu da iyidir bu arada, kendisi de guzel Scottish bi abimizdir. nokta :)

Persephone said...

Gerard Butler'a bayılırım ben pek tabii de filminde oynadığını tamamen unutmuşum! Seneler önce izlemiştim, hiç hatırlamıyorum bile. İzlemek lazım tekrar.

selen said...

ben butler icin ne filmler izledim en son jennifer aniston'la oynadigi berbat the bounty hunter dahil olmak uzere!

Persephone said...

İnan bana çok iyi anlıyorum. :P