Wednesday, September 23, 2009

Not Dying Today

Icimde bir umut var sanirim muhterem takipcilerim! Is konusunda alakasiz bir sekilde firsat cikti onume, yer de mecidiyekoyde oldugu icin, ders saatlerimin sacmaligi cok fark etmeyebilir. Ideal bir is teklifi degil, hatta yapabilir miyim ondan da emin degilim, ama artik nereden para gelirse gitme halindeyim, sorun degil, ogrenirim.

Soyle ki, klasik bayram ziyaretleri sirasinda (bu ulkede tanik olacagim son bayramlar olabilecegi icin, gitmeye calistim her yere sikayet etmeden) yaklasik 30 metrekare bir salon icerisinde 20 kisiyle birlikte en fazla oksijeni kapma yarisi yaparken ve ben her zamanki gibi bos gozlerle onume bakip kafamdan cok alakasiz seyler gecirirken ismimin bir cumle icinde gectigini duydum. Babam, beni tanidigini iddia edip benimle havadan sudan sohbet eden ancak benim kim oldugunu hicbir sekilde bilmedigim bir adama beni ise almasini oneriyordu. Adamin meger tekstil firmasi varmis, hatta kendi markasi, taksimda magazasi falan da varmis. Tam olarak su anda universite ogrencisine verilebilecek bir is varmis adamin da elinde. Aksesuarlardan sorumlu asistan gibi bi sey. Atiyorum, gomlek yapilip dikildi, ona uygun dugmeye bu kisi karar verip, eminonu, osmanbey ve merter piyasasinda arastirma yapip en uygun fiyatlisini bulup pazarlik da yaparak satin almaktan sorumlu olcak. Hicbir fikrim yok yapabilir miyim yapamaz miyim. Ama para vercekler, ayrica cv'me amerikadaki mustakbel isverenlerimi beni almak icin tesvik edebilecek bir sey de yazmis olcam. Ders programim kesinlesir kesinlesmez gidicem yanlarina, alin beni diycem.

Ama onceeee... Bu biraz back-up olarak kalsin diyorum, okul acilinca, gidip beni sevdigini dusundugum hocalara is bulun bana laagn diycem. Bir sey cikarsa ne ala, cikmazsa giderim gene pasa pasa oteki tarafa.

Bir de hesap yaptim, bu donemki derslerimden hepsini AA getirirsem, 3.49'da kaliyorum lan saka gibi. Elyaf bilgisi yakti beni o DD'yle. Ders programimi ayarlayabilirsem bu sene bir daha aliyim diyorum o dersi.

Nedir bu hirs demeyin, burs seylerini inceledim, the more the better. Ki zaten 3.50'nin ustunde bir sey yapmak lazim ki fark atayim benim gibi okumak isteyip de bir de parasini odeyebilecek kisilere.

MEB burs vermeye basliyormus ama lisansustu okumak isteyenlere yurt disinda, kriterleri bana uyuyor, son care ona basvurmak. Bir de okudum biraz, boyle hocalardan falan referans mekturplariyla ve iyi bir GRE sonucuyla gittigin zaman kapilarina veriyorlarmis burs. ITU'den de alirim referans (versinler ama bir zahmet, ust siniflardan yapan olmazsa bizim bolumdan master yapmaya kalkan tek ogrencileri ben olcam, adlarini duyurcam, reklam yapcam. Hem bolum birincisiyim, beni sevmeyen ölsün! Etki verebilmek icin kopipeyst bile yaparim boyle harfleri.) sonra ne bileyim, bak o 3 haftalik derste jeffrey'yle andrew hocaya (prof. buchman ile prof. weinstein degil, hayir. :P Turkuz biz, hocaysa hoca deriz!) kendimi nasil da sevdirmistim, onumuzdeki sene koca bir sene gorcem onlari, gene sevdiririm alimallah! Gaza geldim mi de iyi gelirim bakin. Olcak olcak ya. Olcak di mi?

Hem zaten karar verdim, fashion design olmazsa MBA yapmaya kadar duserim burs bulabilirsem. Amac orada kalmak en nihayetinde. MBA'e daha kolay burs veriyorlar, tasarimla ya da sanatla ilgili bolumlerden ziyade. Zaten niye meendiz olmayi istememisim ki, ne kolay giderdim. Ne bok varsa muhendislerde zaten, butun burslar onlara masallah! Tamam, onemli seyler yapiyor olabilirler ama onlari da ben giydircem! Ciplak yapsinlar bakalim sikiysa calismalarini, arastirmalarini! Fazla mi oldu bu gaza gelis ne.. Neyse.

Benim boyle kafami duzelten arkadaslar da Belle & Sebastian ilen The Shins bu arada. Araya muzik tavsiyesi de sikistirayim. Ozellikle The Shins'in sarkilarina bakip bakip hayran kaliyorum, hem boyle eglenceli hem de boyle anlamli sozleri ve muzikleri nasil bulup bir araya getiriyor bu adamlar diye. Saint Simon'da hele bir bolum var ki, sanirim benim su andaki butun felsefi, politik ve hatta dini goruslerimi ozetliyor.

Since I don't have the time nor mind to figure out
The nursery rhymes that helped us out in making sense of our lives
The cruel uneventful state of apathy releases me
I value them but I won't cry everytime one's wiped out.

Zaten yazin aldigim felsefe dersinde stoic olduguma karar vermistim. Bu da kaniti iste.

Bir de Kissing the Lipless var ki bir sevgilim olsa, o beni aldatsa, ayrilsak, o pisman olup beni arasa ve ben de ona bu sarkiyi soylesem dedirtiyor.

Klibini de koyarim ki. Salak gerci biraz, tipleri de yuzlerine bakilasi degil ama olsun, sarki guzel.



Edit budut: elfenben kisisinin blogunda yazdiklarini okuyup korktum gerci biraz gelecekle ilgili. Ama yok ya, hayir, umutluyum ben bugun, sonra, yarin falan endiselenirim!

No comments: