Sunday, May 23, 2010

Where It Ends


Spoiler'ın S'si yok, rahat rahat oku geride kalmış genç.

Bitiyor lan. Şurda 4-5 saat kaldı. Gece 5'te kalkıp izlemiycem, o işi bir tek Battlestar Galactica'da yapmıştım ve çok memnun kalmamıştım şahsen. Uykulu uykulu zevk alınmıyor ki! Zaten öyle aman aman heyecanlı da değilim, 1-2 saat öncesine kadar allah sizi inandırsın umurumda bile değildi de şöyle bir internete bakayım dedim de ohoo millet coşmuş. 'ulan dizi bu sadece, sakin olun accık' derken bir de baktım ben de heyecanlanmışım falan. Böyle tuhaf haller oldu işte. Her şeye şaşırayım, hiçbir beklentim olmasın diye finale dair ne bir spoiler okudum ne de promo falan izledim. Yarın da gece 5te kalkıp izlemiş manyaklar interneti spoiler deryasına çevireceğinden, izleyene kadar haber siteleri dahil bütün sitelerden köşe bucak kaçıciim. Sonra medeni bir saatte alırım gerekli ekipmanlarımı yanıma, salondaki kocaman ekranda izlerim rahat rahat. Bak düşününce gene heyecanlandım.

E sevgili blog, 6 sene çilesini çektim bu meretin. Evet, 6 sene canım, ilk sezondan beri izliyorum, hemen artislik yapma. Peheey, dün gibi hatırlarım, internette görmüştüm, lord of the rings'le ilgili haberlere bakıyordum, baktım hobbitlerden biriyle ilgili bir haber var. Adalı madalı, uçaklı muçaklı bir dizide oynicakmış. Adı da Lost'muş negzelmiş, dedim. Çok severdim lost kelimesini. İsmine tav oldum yeminle. Sonra işte izlemeye başladım ilk bölümden. Kimseye söylemiyordum hatta ilk zamanlar, dandik bir dizi sanıyordum, neden bilmiyorum ama guilty pleasure modunda izliyordum. :P Sonra baktım dizi bayağı bayağı iyiye gidiyor. Bir sene sonra da patladı zaten, benden çok şaşıran olamaz herhalde bu duruma. 

Bunu niye yazdım? Lost duası bu. Bak 6 senelik çilekeş ama sadık takipçinim, arkandan küfrettirme bana. İyi hatırlat kendini. Son zamanlarda zaten sıçıyorsun, bari finalde toparlan. Nolur bak. Soluklarımı tutayım, bitince gözümden zarif bir şekilde tek bir damla yaş düşsün, vay be diyeyim, sen neymişsin diyeyim, bambaşkaymışsın diyeyim. Çok istiyorum bunu. Haydi aslanım yarı yolda bırakma beni. Amin. 

4 comments:

Çavlan said...

aa ne hikmetse kelime doğrulama istemiyor bu sefer (önizlemeden görüyorum isteyip istemeyeceğini), gönderebilicem yorumumu yaşasın :) ama neler yazmıştım ilk sefer acep... ben de bu gece izleyebilicem finali, beklentilerim iyice düştü ama elimde değil, heyecanlanıyorum. hayır cevap falan beklemiyorum, biliyorum vermeyeceklerini, zaten artık folloş oldu kafam, unuttum binlerce ayrıntıyı. ama şöyle bir gözlerim dolsun, hatta mümkünse ağlayayım -zarifçe ya da değil :)-, tüylerim diken diken olsun, şaşırayım, çığlık falan atayım istiyorum. çok mu? yalnız cineshoot bir anket yapıyor final tatmin etti mi diye (http://cineshoot.blogspot.com/2010/05/lost-final-anketi-final-tatmin-etti-mi.html), yüzde 45 rezaletti demiş şimdiden, sadece yüzde 15 müthişti demiş şimdi. bühü.

Persephone said...

kelime doğrulamayı hepten kaldırdım, sonra blog ayarları konusunda daha yetkili ve bilgili insanlara danıştıktan sonra sorunun derinlerine ineceğim. :P

valla, o 45'in arasında ben de varım, çok üzgünüm. :( Yorum yazıcam buraya da ama önce bir sindireyim istiyorum, çok ağır konuşup bölümdeki güzel kısımları (ki vardı, hakkını yemeyeyim) görmezden gelirim diye korkuyorum. Zaten önce Lindelof ve Cuse'a ettiğim küfürleri kendi içimde bir bitireyim ki +18'lik bir entry olmasın. :P

Çavlan said...

off aman ya :( neyse sıfırlamaya çalışayım bari beklentilerimi, belki az buçuk güzel kısımlardan keyif alabilirim o zaman.

Persephone said...

evet, verebileceğim en iyi tavsiye odur herhalde. gerçi en azından finale dair en büyük beklentilerimden birinin çok sürpriz olmasa da karşılanmış olması hiç yoktan iyidir dedirtti. :P